Kolorektal Kanserler

Kolon ve rektum sindirim sisteminin son kısımlarını oluştururlar.Kolon yaklaşık 150 cm uzunluğundadır,son 12-15 cm’lik kısmı da rektumu oluşturur.

Kolorektal kanserler,kadınlarda meme ve akciğer kanserlerinden sonra üçüncü sırada;erkeklerde ise prostat ve akciğer kanserlerinden sonra yine üçüncü sırada sıklıkla görülen kanserlerdir.

Her iki cinsde de en sık ölüme sebep olan ikinci sıradaki kanser cinsidir.

Ortalama her 15 kişiden birisinde kolorektal kanser gelişir.

50 yaşından sonra kolorektal kanser gelişme riski artmaktadır.

Günümüzde kolon kanser tedavisinde pek çok yöntem mevcuttur.

Tüm kanserlerde olduğu gibi kolon kanserinde de ne kadar erken tanı konursa o kadar başarı ile tedavi edilebilir.Erken evrelerde yakalanmış bir kolon kanseri % 90 oranında başarı ile tedavi edilebilir.

KOLOREKTAL KANSER RİSK FAKTÖRLERİ

Kolorektal Kanserlerin kesin oluş nedeni bilinmemektedir,ancak bu hastalık oluşum ihtimalini arttıran risk faktörleri belirlenmiştir. Bunlar :

  • yaş

  • polipler

  • diyet

  • kişinin sağlık geçmişi

  • aile öyküsü

  • inflamatuar barsak hastalıklarıdır

POLİPLER

Polipler kolon ve rektum iç kısmında gelişen benign yani iyi huylu oluşumlardır. 50 yaş sonrası oldukça sık görülürler.

Bu poliplerin bazı tipleri kişinin kolon kanseri gelişme riskini arttırır.

Poliplerin hepsi kansere dönüşmez,ancak hemen tüm kolon kanserleri ilk olarak poliplerden başlar

DİYET

Diyet ile kolorektal kanser arasında ilişki olduğu gösterilmiştir. Bol lifli diyet alanlarda kanser görülme oranı düşüktür.

  • Diyette

    • yağ fazlalığı

    • protein fazlalığı

    • kalori fazlalığı

    • alkol

    • et fazlalığı

    • kalsiyum eksikliği

    • folik asit eksikliği

  • Sigara

kanser riskini arttıran faktörlerdir.

  • Sedanter yani hareketsiz yaşam ve bol yağlı gıdalar kolon kanseri riskini arttırır

KİŞİNİN SAĞLIK ÖZGEÇMİŞİ

  • Over (yumurtalık)

  • Uterus (rahim)

  • Meme kanseri öyküsü olan kadınlarda kolorektal kanser gelişme riski artmıştır.

Kolon kanseri olup tedavi görmüş kişilerde de nüks riski vardır.

KİŞİNİN AİLE ÖYKÜSÜ

Anne-babasında,kardeşlerinde veya çocuklarında kolorektal kanser görülen kişilerde aynı tip kanser görülme oranı yüksektir.Özellikle genç yaşta kanser oluşan kişilerin yakınlarında bu risk daha da yükselir.

  • Bir ailede birden çok kişide kolorektal kanser oluşması diğer kişilerin riskini de belirgin olarak arttırır.

İNFLAMATUAR BARSAK HASTALIKLARI

Kolon iç duvarında oluşan kronik bir iltihabi hastalık olan ülseratif kolitte kolon kanseri görülme ihtimali artmıştır.

Chron hastalığı gibi diğer bazı inflamatuar barsak hastalıklarında da kanser gelişme riski artar.

Tüm barsağı tutan hastalıkta 8 yıl,barsağın sol kısmını tutan hastalıkta ise 15 yıllık süre sonrası barsak kanseri görülme oranı çok artmıştır.

  • Belirtilen risk faktörlerinin olması, kişide mutlaka kolorektal kanser gelişeceği anlamını taşımaz; sadece oluşma riski diğer kişilere göre artmıştır.Bu nedenle daha dikkatli kontrol ve takiplerle oluşma riskini azaltmaya,eğer oluşur ise de erken tanı ve tedavi yapmaya önem vermelidir.

KOLOREKTAL KANSERLERDE SEMPTOM VE BULGULAR

  • Barsak alışkanlığında değişiklikler

  • Devamlı ishal veya kabızlık oluşması

  • Defekasyon sonrası tam boşalamama hissinin olması

  • Gaitada kan görülmesi

  • Gaitanın ince çıkması

  • Karında gaz, karın ağrısı, şişkinlik, kramplar gibi

genel karın yakınmalarının olması

  • Kilo kaybı

  • Devamlı halsizlik ve yorgunluk

  • Kusma

Tüm bu semptomlar birçok hastalıkta da oluşabilecek semptomlardır,bu nedenle bir veya birkaç tanesi oluşur ise mutlaka doktor kontrolü ile nedeni ortaya konmalıdır.

Erken evrede barsak kanseri ağrı yapmaz, o nedenle ağrı olmasını beklemeden doktora başvurmalıdır.

Kolon kanseri poliplerin erken evrede çıkartılması ile önlenebilecek bir hastalıktır.

Erken tanı konmuş bir kolorektal kanser % 90 tedavi edilebilir bir hastalıktır.

KOLOREKTAL KANSERDE TANI

Özellikle 50 yaş sonrası yapılacak düzenli kontroller erken tanıyı sağlayacaktır. 50 yaştan önce ise aile öyküsüne göre davranmak çok önemlidir.

Tanıda:

  • Kan testleri-Tam kan,sedimentasyon,CEA

  • Gaitada gizli kan

  • Parmakla rektum muayenesi

  • Sigmoidoskopi

  • Kolonoskopi

  • Biyopsi

  • Çift kontrast kolon grafisi

  • Virtual kolonoskopi

  • Abdominal BT – MR – PET

yapılır.

KOLOREKTAL KANSERDE TEDAVİ

Erken tanı ve tedavi hayat kurtarıcıdır.

Tedavi bir ekip işidir. Cerrah,onkolog ve radyasyon onkoloğu birlikte tedaviyi yapmalıdırlar.

Kanser tedavisinde evreleme yani tümörün yaygınlık durumunun belirlenmesi önemlidir.

EVRELEME

Evre 0 - Kanser henüz barsak duvarının en iç kısmında lokalizedir

Evre 1 - Kanser hücreleri barsak duvarının diğer kısımlarına doğru ilerlemiştir

Evre 2 - Kanser hücreleri barsak duvarının dışına taşmıştır ama henüz lenf bezlerine sıçramamıştır

Evre 3 - Kanser barsak yakınındaki lenf bezlerine geçmiştir, ancak vücudun diğer kısımlarına sıçramamıştır.

Evre 4 - Kanser vücuttaki diğer organlara yayılmıştır

Evre 0, 1, 2 ve 3 hastalar kür tediğimiz tam tedavi şansına sahiptirler. Kolorektal kanserin tedavi sonrası 5 yıldan sonra tekrarlama olasılığı çok düşüktür,bu nedenle 5 yıl nüks olmadan geçirmiş hastalarda kürden bahsedilebilmektedir.

Evre 4 kanserlerde ise kür sağlanamamaktadır,ancak yapılan tedavilerle yaşam süresi uzatılabilmektedir.

Kolorektal kanserde tedavi tümörün yerine,büyüklüğüne, evresine ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişmektedir.Değişik tedavi kombinasyonları uygulanabilir.Üç standart tedavi yöntemi vardır: Cerrahi ( Klasik cerrahi ve minimal invazif cerrahi)

Kemoterapi

Radyoterapi

Kanser çok erken evrede saptanırsa ameliyatsız, karın duvarı kesilmeden çıkartılabilir.

Kolonoskopi yapar şekilde girişilerek tümörlü kısım çıkartılabilir,buna lokal eksizyon denmektedir. Eğer kanser bir polipte saptanıp çıkartılırsa buna polipektomi denir ve endoskopik (kolonoskopik) yöntemle yapılabilir.

Eğer tümör daha büyükse etrafındaki sağlam bir kısım barsakla birlikte çıkartılır,geriye kalan barsak uçları karşılıklı dikilerek devamlılık sağlanır,buna kolektomi ameliyatı denir.Bu esnada barsağın yanındaki lenf bezleri de temizlenerek kanser metastazı açısından mikroskobik incelemeye gönderilir.

Eğer tümör çıkartıldıktan sonra iki barsak ucu karşılıklı dikilemez ise bunlar karın duvarına ağızlaştırılır,buna kolostomi denmektedir.Bazı hastalarda ise dikiş emniyeti sağlamak için barsağın dikişlerden daha öndeki bir kısmından karna ağızlaştırma yapılır,bu sayede geçici olarak dikiş hattından gaita geçişi engellenmiş olur.Buna geçici kolostomi denir.Daha sonra burası kapatılır.

Kolostomi açılan hastalarda dışkı, bu bölgeye yapıştırılan özel yapılmış torbalarda toplanarak atılır.

Anüse çok yakın tümörlerde kalıcı kolostomi açılması gerekebilir.

Ameliyat sonrası geride kalmış olabilecek kanser hücrelerini de öldürmek amacı ile kemoterapi uygulanır.Kür şansını arttırmak için yapılan kemoterapiye adjuvan tedavi denmektedir.

Radyoterapi ise daha sıklıkla rektum bölgesi kanserlerinde uygulanır.Çok büyük tümörlerde de operasyon öncesi uygulanıp tümörü küçülterek ameliyat edilmesi sağlanabilir. Kemik metastazları da radyoterapi ile tedavi edilir.

KOLOREKTAL KANSERİ ÖNLEMEK İÇİN

  • Diyet ve yaşam şekli

    • Bol lifli gıdalar,meyva ve sebzeler

    • Kalsiyum

    • Vit D

    • Vit E

    • Folik asit almak

    • Fizik aktiviteyi arttırmak

    • Obesite (menapoz öncesi devrede)’yi önlemek

    • Sigara ve alkol kullanmamak

  • Poliplerin alınması

KONTROL VE TARAMA PROGRAMI

Orta veya yüksek risk grubunda olmayan 50 yaş ve üzerindeki herkes 50 yaşında başlayıp her yıl gaitada gizli kan ve her beş yılda bir sigmoidoskopi veya kolonoskopi yaptırmalıdır.

Adenomatöz polip tesbit edilenlerde 3 yıl sonra kontrol kolonoskopisi yapılmalı, normal ise 5 yıllık kontrollere dönülmelidir.

Ailesinde 50 yaş öncesi kolon kanseri görülmüş olan kişiler,bu görülme yaşından 10 yaş öncesine geldiklerinde kolonoskopik kontrollere başlamalı.

Ailede birden çok kolon kanseri olduğunda da en genç yaştaki hastadan yine 10 yaş öncesi kontrollere başlanmalıdır.